Galatasaray’da her zaman 10 numaranın anlamı farklı olmuştur. Efsanevi Taçsız Kral Metin Oktay ile birlikte manevi değeri katlanarak artan bu formanın Galatasaraylılara en ihtişamlı zaferleri tattıran UEFA Kupası kadrosunun yıldızı Gheorghe Hagi ile birlikte yeni jenerasyonlara da taşınıyordu. Galatasaray’da 10’un ağırlığını taşımak Rumen efsaneden sonra daha zordu.

Unutulmaz anılarla bu formayı başarıyla terleten Wesley Sneijder’den sonra Dries Mertens gibi bir sembol oyuncu sarı-kırmızılı kapıdan girdi.

Napoli’de Diego Maradona gibi bir futbol devinin rekorlarını alt üst ettikten sonra Juventus’u reddederek Galatasaray’a imza attı Dries…  

Profesyonelliği, oyunu okuması, saha içi liderliği, golleri ve asistleriyle kalpleri feth eden Belçikalı yıldız, ailesiyle birlikte İstanbul’u benimsedi. Bizden biri oldu. Yaşadığı şampiyonluklara kah tebessüm kah gözyaşı ekledi. 10’un ağırlığını 10’un gibi bir futbolcu taşıyabilirdi. 

38 yaşında genç oyunculara taş çıkaran bir efor ortaya koyan Mertens, bu sezon çıktığı 50 maçta 5 gol attı ve 21 gol attırdı. Eşine az rastlanır bir yürek koyan Belçikalı star, üç senesine üç şampiyonluk, bir Türkiye Kupası ve bir Süper Kupa sığdırdı. 

Galatasaray’ın zaferleri ve marşlarıyla büyüyen, sembol haline gelen oğlu Ciro’ya birlikte gönüllerde taht sahibi. Takımın abisi. 

Çok seviyoruz!