3 Ocak 2025 Cuma 11:28
Gheorghe Hagi: “En sevdiğim iki kelime: Sarı - kırmızı”
Efsanemiz Gheorghe Hagi; Galatasaray Dergisi'nin 249. sayısına konuk oldu. Hagi Müzesi'nin açılışının ardından yakın zamanda 60. yıl özel albümü çıkarmaya hazırlanan Gheorghe Hagi dünü, bugünü ve yarını anlattı.
İşte Hagi röportajından öne çıkan satırbaşları:
"OKAN KENDİNİ BU İŞE ADADI"
Edindikleri deneyimle 96-2000 kadrosunun hepsi teknik adam olabilirdi. Hepimiz futbola büyük saygı duyan profesyonellerdik. Futbolu seviyorduk ve futbola aşıktık. Kendimizi bu spora adadık. Okan Buruk da bizden biri. Kendini bu işe adadı ve antrenörlüğü çok seviyor. En alttan başladı, büyüdü ve çok iyi bir seviyeye geldi. Şu anda da Galatasaray’da çok iyi işler yapıyor.
"BARCELONA'DAYKEN ATMOSFERE ŞAHİT OLMUŞTUM"
Galatasaray'dan ilk teklifi aldığında aklıma 1989'daki Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali gelmişti. Türkiye ve Romanya arasındaki ilişkilerin nispeten çok iyi olduğu dönemdi. Türkiye’de futbolun bir din gibi olduğunu biliyordum. Galatasaray’dan gelen teklifin iki sezon öncesinde taraftarın şovuna bizzat şahit olmuştum. Barcelona’daydım. Şampiyonlar Ligi maçında sakat olduğum için oynayamadım. Cruyff maç saatine kadar iyileşeceğimi düşünerek beni İstanbul’a götürmüştü. İstanbul’a ayak bastığım andan Mayıs 2001’de futbolu bırakıp Türkiye’den ayrıldığım güne kadar yaptığım seçimden pişmanlık duyduğum tek bir saniye bile olmadı. Her açıdan harikulade bir zaman geçirdim.
"UNUTAMADIĞIM MAÇ: VANSPOR"
Abarttığımı söyleyeceksin ama ben ilk maçı seçiyorum, Vanspor’a karşı... Türk futboluna ‘hoş geldin’ belgesi gibiydi. Ve doğru yerde olduğumun bir onayıydı. Sonra Trabzon maçı, Ali Sami Yen’deki ilk maç, galibiyet golünü attığım maç. Galatasaray taraftarlarıyla olan aşk hikâyem o zaman başladı. Favori maç sıralaması istiyorsanız Avrupa’daki büyük maçları koyun. Ama beni bir, iki ya da üç maçla sınırlandırmayın. Harika anılarım olan çok fazla maç var...
"UNUTMAK İSTEDİĞİM MAÇ..."
Kırmızı kart görmüştüm. Hakemle tartışmıştım; Erol Ersoy’la... Benim açımdan bir hataydı ve eğer bana o anki Hagi’ye ne tavsiye edeceğimi sorsaydın, söyleyeceğim şey şu olurdu: Daha sakin olmalısın! O maçtan sonra hakemi görmedim ama görseydim özür dilerdim...
"EN SEVDİĞİM İKİ KELİME..."
İstanbul’da kendimi evimde hissediyorum. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri, ikinci evimiz... Ianis İstanbul’da doğdu, Kira Barselona’da doğmuş olsa da İstanbul’da büyüdü. Ailemizin hayatında İstanbul’da yaşanmış pek çok önemli an var. Ben de elimden geldiğince dil öğrenmeye çalıştım. Türkçe'de en sevdiğim iki kelime var: Sarı ve kırmızı...
"TARİH O ZAMAN DEĞİŞTİ"
Biz Galatasaray olarak Türkiye’yi uluslararası alanda en üst düzeyde temsil ettik. Sadece Galatasaray taraftarlarını değil, Türkiye'yi mutlu ettik. 2002 Dünya Kupası’nda bronz madalya alırken kadrodaki 23 oyuncudan 12’si Galatasaraylıydı... Çünkü Galatasaray olağanüstü bir performans seviyesine ulaşmıştı ve oyuncular büyük bir deneyime sahipti. 1996’da yönetim her şeyi değiştirmek ve kazanmak istediklerini söyledi. Yeni bir şeyler istiyorlardı. Bu yüzden Fatih Terim’i getirdiler. Terim de beni istedi. Sadece beni getirme fikrinden bahsetmiyorum, bence o zamandan beri değişikliğe karar veren, kazanmaya odaklanan Terim ve yönetim vizyonerdi. Tarih o zaman değişti.
HAGI ŞİMDİ NE YAPIYOR?
Hagi artık Romanya’da geleceğin yıldızlarını yetiştiriyor. Yıllık bütçesi 2.5 milyon Euro olan takımıyla Romanya’da en popüler kulübün başında. Hagi, 2014’te Viitorul Constanta ile yönetici ve teknik adam olarak çıktığı yolda ilk lig şampiyonluğunu 2017’de yaşadı. 2021’de güçlerini Farul ile birleştirdi. 2’si lig olmak üzere alt yapılar dahil 28 kupa kazandı. Birinci lige 63, milli takıma ise 20 oyuncu kazandırdı. 25 futbolcuyu da İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, İskoçya ve Belçika gibi yabancı liglere gönderdi. Hagi bu dönemi şu sözlerle özetliyor: "Benim sadece 2 değil, 650 çocuğum var.